İstanbul, Esenler ilçesi sınırları içerisinde, Davutpaşa Mahallesi, Davutpaşa Caddesinde, Topkapı sur dışında, Çırpıcı ve Haznedar derelerinin arasında, halen YTÜ Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü yerleşkesinin bulunduğu hakim mevkii XV. yüzyıldan beri tarihi Dâvud Paşa Kışlası olarak anılmaktadır. Osmanlı ordularının Rumeliye sefere çıkan Kapıkulu birliklerinin ilk menzili ve ordugahıdır.
Tarihi kışla sahrası, Osmanlı Devletinin Başşehri olan Payitaht İstanbul'u Edirne'ye bağlayan eski yol üzerinde yer alır. Bu alandaki yerleşim, şehrin Osmanlı öncesi Roma, Bizans dönemine kadar uzanmakta ve bölge tarihi bizans dönemi kaynaklarında Aretai (Fazietliler Tepesi) ismiyle anılıyordu.
Bölge, Bizanslılar döneminde özellikle Roma İmparatoru IV. Romanos Diogenes (1067-1071) ya da yaygın Türkçe adıyla Romen Diyojen tarafından güzel köşkler, hatta bir saray yaptırıldığı Esenler’in Davutpaşa semti, İstanbul’un havası güzel mesire yerlerinden biriydi.
Osmanlı öncesi kışla alanı civarındaki; su yolu, sarnıç, havuz ve kagir yapılardan arta kalmış antik tonoz kalıntı ve eserleri, bölgenin Roma, Bizans döneminde de askeri alan olarak kullanılmış olabileceği ihtimalini kuvvetlendiriyor. Kışlanın bulunduğu alandaki askeri yerleşimin Bizans dönemine kadar uzandığı; bölgenin, askeri ve saray törenlerine hizmet eden konumda olduğu naklediliyor.
Adını II. Bayezid’in sadrazamı Koca Dâvud Paşa’dan (ö. 904/1498) almıştır. Aralıksız on dört seneden fazla vezîriâzamlık yapan Dâvud Paşa, Sultan Bayezid için kendi şahsi mülkü olan bu sahrada bir saray yaptırmıştır.
Fatih Sultan Mehmed ordusu ile İstanbul'un Fethinde ordusuyla kuşattığı sırada 12.000 kişiden oluşan yeniçeri, 4.000 sipahi askeri ile şimdiki Davutpaşa ve Maltepe kışlalarının bulunduğu alanda ordugah kurmuştu.
Askeri yapılar, Osmanlı imar sistemi içinde başlangıçtan itibaren devlet tarafından inşa edilen tek yapı topluluğudur. Ancak, Osmanlı ordusunun yalnızca Kapıkulu askerleri için kışla binasına gerek duyulması nedeniyle, 18. yüzyıl sonuna kadar fazla sayıda kışla inşa edilmedi.
Osmanlı orduları Avrupa tarafına sefer yaparken, ordu Davutpaşa sahrasından genellikle Padişahın katıldığı görkemli törenlerle uğurlanırdı. Bu yolculukta, padişah ordunun başında sefere katılmaktaysa burada gecelenir, ertesi gün yola çıkılırdı. Şayet ordu sadrazamın yönetiminde ise, padişah orduyu buradan törenlerle uğurlardı. Padişah için geceleme ve uğurlama yeri olarak kullanılan Davutpaşa sahrası, seferden dönen ordunun da son konaklama dinlenme yeri idi. Ordu için önemli görülen ve padişahların uğrak yeri olan Davutpaşa'da iki köşk yapılmıştı. Padişah köşkünün yanı sıra başka binalara da yer verilmişti, burada padişah için ilk köşkü, Fatih Sultan Mehmet'e Beylerbeyilik, sultan II. Bayezid'e sadrazamlık yapmış olan Davut Paşa yaptırmıştı.
Osmanlı Devletinin Batıya açılış ve reformlar dönemindeki askeri yapı toplulukları arasında, İstanbul'un Anadolu yakasında Selimiye, Rumeli yakasında da Davutpaşa gerçek birer askeri site durumu arz ederler.
İstanbul'un hakim tepe şekli arz eden üç yerinde kışlalar yapılmıştır. Bunlar; Davutpaşa, Rami ve Maltepe kışlalarıdır. Bu üç kışla da günümüzde kışla olarak kullanılmaktan çıkmıştır.
Esenler, Davutpaşa Kışlası, Yıldız Teknik Üniversitesi' ne devredilmiştir.
Eyüpsultan, Rami kışlası tamamen yok olmak üzere iken yapılan başarılı restorasyon ve düzenlemeler ile 2023 senesi itibarıyle İstanbul'un en büyük kütüphanesine dönştürülmştür.
Bayrampaşa, Maltepe kışla binası ise, Emniyet Müdürlüğü, Polis teşkilatı Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğne devredilmiştir.
Vak'a-i Hayriyye (Hayırlı Olay), olarak anılan 16 Haziran 1826 tarihinde İstanbul'da Osmanlı Padişahı II. Mahmut tarafından Yeniçeri Ocağının kaldırılmasından sonra, yeni kurulan Asakir-i Mansure-i Muhammediye birliklerinin iskanı için Davutpaşa, Rami ve Selimiye kışlalarının yeniden inşaa düzenlenmesine başlatıldı.
Osmanlı’da Yeniçeri Ocağının kaldırılmasını müteakip, Asakir-i Mansure-i Muhammediye için 1826 senesinde girişilen büyük çaplı inşaat olarak Selimiye kışla inşaatının arkasından Davutpaşa kışlası inşaatı geliyordu. Sultan II. Mahmud 1828 yılında Davutpaşa sahrasında mevcut yapılar arasında tamire muhtaç olanların tamirleri ile burada inşa edilecek yeni kışlaların inşa giderleri için Ebniye-i Hassa müdürüne bir keşif hazırlatmıştı. Kışlanın daha büyük tutulmasına karar verilmiştir.
Davutpaşa kışlasının inşasına 1826-1827’da başlanmış ve 1831-1832 senesinelerinde tamamlanmıştır. Davutpaşa kışlasına bina emini atanması uygun olan kişilerin adları Padişaha bildirilmiş ve Mirahur-i Sani Mehmet Ağa, bina emini olarak atanmıştır. Kışlanın yapım kitabesi İzzet Molla tarafından yazılmıştır. Kitabenin kopyası hala giriş kapısının yanında bulunmaktadır. Dizelerin hepsi mücevher ( noktalı harfler ebced hesabına göre toplandığında, işaret ettiği olayın tarihini belirleyen söz) tarihli.
Yeni döneminin Osmanlı kışlalarında çeşitli ihtiyaçlar göz önüne alınmıştı. Bunlardan bazıları yeni kışlalarda ibadet ihtiyacı için camii veya mescit inşası, hayati bir konu olan sağlık sorunlarının giderilmesi için kışlalarda hastane bölümleri inşa edilmişti.
Nitekim Tıbbiye'nin 1827'deki açılışını takip eden yıllarda, hastane işi, ciddi bir şekilde üzerinde durulan konular arasındaydı. Kışlalarda hastane binaları yapıldığı gibi, buralara Tıbbiye'den yetişen doktorlar atanmaktaydı.
Davutpaşa Kışlasını oluşturan tarihi yapılardan bazıları: Davutpaşa Kışlası Hünkar Kasrı, Davutpaşa Kışlası Çeşmesi, Mehmet Ali Paşa Köşkü, Davutpaşa Kışlası Hamamı, Davutpaşa Kışlası Mescidi, Davutpaşa Kışlası Fırını, Davutpaşa Kışlası 2 Adet Sarnıcı, Davutpaşa Kışlası Su Deposu, Davutpaşa Kışlası Fil Ahırları, Davutpaşa Kışlası 3 Adet Kagir Yapı.
Kışla, imparatorluk döneminde zaman zaman tamirler geçirldi. 5 Ramazan 1260 (18 eylül 1844) tarihinde çıkan fırtınada yıkılan kışlanın çatısı, padişah kasrının (Kasr-ı Hümayun) çatısı ile diğer bazı onarıma muhtaç bölümleri ordu mirlivalarından Ali Rıza Paşa'nın önerisiyle Ebniye-i Hassa Kalfalarından Abdülhalim Efendinin keşfi sonucu tamirat memuru Hacı Ali Efendi tarafından onarıldı. Davutpaşa ve Rami kışlaları ile Maltepe'deki binada Osmanlı döneminin son büyük çaplı tamiri 1892'de yapıldı. XX. yüzyılın başlarında kışla harap olmaya yüz tutmuş bir durumdaydı. Balkan savaşı sırasında göçmenler bir süre buraya yerleştirildi.
Cumhuriyet döneminden sonra, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bünyesine girmiş ve Davutpaşa'ya askeri tesis yapılmıştır. Kışla Cumhuriyet döneminde onarılarak (1926-1930) yine askeri kışla olarak kullanıldı.
Davut Paşa kışlası 1937 senesine kadar piyade, topçu, tanksavar ve uçaksavar birlikleri, 1937 - 1944 yıllarında ise, II. Süvari Tümeni birlikleri, 1945-1961 tarihlerinde C. Zırhlı Muharebe Grubu birlikleri bu binalarda iskan edildi. 1968-1999 tarihleri arasında ise bina 66. Mekanize Tümen Karargahı tarafından kullanılmıştır. 1999'da binanın kışlalıktan çıkarılması kararı alındı.
Konumu itibariyle kışla 1986 senesinde halen, konut yerleşim sahasının dışında sayılacak durumdayken, şehrin hızlı büyümesi, on milyonluk İstanbul için Davutpaşa yapıları, şehir dışı askeri kışla binaları olma özelliğini tamamen yitirmiştir. Kışla yapılarının sivil halkın hizmetine sunulmasının ana nedenlerinden biri de budur.
İstanbul'un en eski askeri alanlarının başında gelen Davutpaşa kışla yapıları, 1999 senesi sonlarına doğru Yıldız Teknik Üniversitesi' ne devredildi.
Günümüzde YTÜ Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü ve diğer ek yapılar tarafından kullanılmaktadır.
KAYNAKLAR:
Beytullah YILDIRIM Esenler Araştırmaları https://esenlerarastirmalari.blogspot.com
Mustafa Cezar, Osmanlı Başkenti İstanbul, İstanbul 2002, s. 492-493
Esenler Belediyesi Esenler Tarihi
Lütf-i Tarihi
Solakzâde, Târihi
Naîmâ, Târih, II, 44, 693, 697; IV, 322.
Silâhdar, Târih, II, 327, 548.
Râşid, Târih, I, 112; IV, 210 ve tür.yer.
Kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…
Beytullah YILDIRIM Esenler Araştırmaları
Yerel Tarihçi Araştırmacı Yazar
esenlerarastirmalari@gmail.com
İstanbul / Esenler 08.01.2024
Eserler Davutpaşa Kışlası
Başlıklı, Osmanlı Devleti dönemi eseri tarihi Eserler, Çiftehavuzlar, Davut Paşa Kışlası hakkında Eserler Araştırmaları olarak kaleme aldığım makale.
Okumak için bağlantıya veya fotoğrafa tıklayabilirsiniz.
Beytullah YILDIRIM Esenler Araştırmaları©
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder